Galatasaray-Antalyaspor maçını spor yazarları değerlendirdi

ERMAN TOROĞLU – ZEKASI DA SÜPER

90 dakika boyunca Antalyaspor, Galatasaray’a teslim olmadı. Elinden geldiği surece güzel uğraş ettiler. Kolay değil bu kadar seyircinin önünde hele bir de rakibin Galatasaray olunca. Sarı-kırmızılılar birinci yarı çok tesirli futbol oynamadılar. Hani o beklenilen hareketleri yapamadılar. Zira Antalyaspor onlara bu imkanı vermedi. Alanları düzgün kapattılar. Çabuk çıktılar. Galatasaray defansına sıkıntı anlar yaşattılar.

Galatasaray’ın iki büyük silahı var. Biri Muslera, biri Icardi. Atan ve tutan misali. Icardi tekrar harikulade bir gol attı. Adam ayaklarına da hakim, başına da… Yalnız başın o vuruşu değil içindeki zekası da eksiksiz. Hem rakipten evvel düşünüyor hem de kendi arkadaşlarından.

Tabii rakibi bir kenara bırakalım kendi arkadaşları onun ne istediğini bazen anlayamıyorlar. Bu onu sinirlendiriyor. Bunu hissediyorsunuz fakat herhalde o da diyor ki “Ne yapalım kurallar bu”. Yanında kendi ayarında 3-4 futbolcu olsa Icardi çok daha yararlı olur.

Antalyaspor 5 eksikle alana çıktı. Eksik oyuncuları da bayağı yeterli oyuncular. Lakin bir oyun formları, oyun planları var. Düşme çizgisinde olmayı hak etmeyen bir grup. Ancak futbol bu. Puan cetvelinde buralarda çaba edersen işin kolay olmaz. Rahat hareket edemezsin.

Hakem Ali Şansalan’a fazla bir iş düşmedi. Birtakım konumları düzgün devam ettirdi lakin sonlara yanlışsız sık sık düdük çaldı. Nedeni kolay: Fizik olarak tam hazır değil. Koşamayınca oyunu durduruyor. Bu da skoru önde tutan ekibin işine geliyor doğal ki.

SERKAN KORKMAZ – DOKUNULMAZLAR

Dün akşamki maç tekrar oynansa Okan hocanın tercihi yeniden tıpkı onbir mi olurdu sanki? Bilhassa alana sürülecek üç Türk oyuncudan Abdülkerim hariç öbür ikisinin yeniden Kerem ile Emre Taşdemir olacağını sanmıyorum.

Eksik Antalyaspor, maçın başından sonuna kadar derli toplu saygıyı hak eden bir gayretle İstanbul’dan puan almayı epey zorladı. Nuri hocanın yeni kalecisi Leite, birinci maçında muazzam kurtarışlara imza attı.

Kerem her zamanki üzere savruktu. Her geçen hafta “vazgeçilmez” olmaktan uzaklaştığını düşünüyorum. Torreira kendisine yakın markajdayken bile sahanın iyiylerinden olmayı başardı. Mertens üzere Oliveira da alıştırdığı performansın altındaydı. Portekizli oyuncu ekibinin ikinci golünde baş rolü oynamaktan geri kalmadı.

Okan Buruk oyuncu değişikliklerinde çok geç kaldı. Emre Taşdemir ve Rashica yerine tahminen de birinci onbirde sahne almaları gereken Dubois ve Yunus oyuna girdiğinde dakika 80’di. Nuri hoca mesken sahibinin sol kanattaki zaafını değerlendirmeyi nasıl düşünmedi, anlamak mümkün değil.

Görüldüğü üzere “ligde kolay maç yok” klişesini sıklıkla duyacağımız haftalara girdik. Buruk’un daha güçlü ve daha şuurlu bir oyun için ülkü onbirinden bir iki kişinin dokunulmazlığını sorgulaması gerekiyor. Şimdiden söyleyeyim; Giresun maçı dün akşamdan da sıkıntı geçecek gibi… Son haftalarda izlediğim Giresun’a “kolay lokma” diyemem. Adana deplasmanında yenilmediler, Kadıköy’deyse kazandılar.

LEVENT TÜZEMEN – TAPUSUNU ALIN

Jorge Jesus’un ‘İyi olan kadro değil gol atan kadro kazanıyor’ kelamına en hoş örnek G.Saray oldu. Antalyaspor maçını izlemeye gelenler fark bekliyorlardı, lakin kağıt üzerinde kolay görünen maç gel-gitlerle doluydu. Kazanılan 3 puan G.Saray ismine bir rekor getirdi.

Bir teklifim Okan Buruk’a bir teklifim de idareye var. Okan hoca öncelikle bu kadar gol düşüncesi yaşamaması için atak çizgisini Icardi’ye nazaran ayarlamalı. Rashica, Kerem bazen de Mertens başına nazaran oynamamalı. Bu oyuncular buluştukları toplarla Icardi’ye durum hazırlamalı. Bilhassa Icardi attığı baş golü öncesi Kerem’e şöyle dedi; ‘Beni görüyorsun çıkarmıyorsun. Ya ayağıma at ya başıma ortala’…

Bu kelamın akabinde Icardi’nin başla attığı golün eksiksiz ortasının altında Kerem’in imzası vardı. Icardi’yi beslersen grup olarak harika bir sofra kurarsın. Galatasaray idareleri Diagne’ye ve Falcao’ya inanılmaz paralar yatırdılar. Dursun Özbek ve idaresi bilhassa Erden Timur, Icardi üzere bir golcünün bonservisini almak için gayret sarf etmeli.

Bu Icardi gol atıyor, arkadaşlarına pas duvarı oluyor, çıktığı bütün hava toplarını alıyor, olağanüstü tekniği ile top kaybetmiyor. Bu türlü değerli bir golcüyü Galatasaray bünyesine katmalı. Okan Buruk oyuna uzun mühlet müdahale etmedi. Mertens, Oliveira, Rashica vasatı geçemedi. Kerem çok dağınık oynadı. Seyirci kimin ne oynadığını görüyor. Galatasaray’da Lucas Torreira üzere bir ahtapot vardı. Okan hoca sol bekte Dubois’ya sağ tarafta da Yunus Akgün’e daha fazla vazife vermeli.

ZEKİ UZUNDURUKAN – TARAFTARIN VERDİĞİ DERS!

Galatasaray, Antalyaspor maçına bir an evvel golü bulup rahatlayayım anlayışı ile başladı. Fakat o beklenen gol, dakikalar ilerledikçe gelmedi ve Galatasaraylı futbolcular, gereksiz bir telaşın içine girdiler. Aslında birinci 45’te farkı yakalayacak konumları da buldu sarı-kırmızılılar.

Ama Antalyaspor, Benfica’dan o denli bir kaleci almış ki, kaleci değil de güya uçan panter. Birinci yarıda Boey ve Abdülkerim’in şutlarında mucizevi iki kurtarış birden yaptı. Antalyaspor ise Nakajima’nın önüne atılan uzun toplarla Galatasaray kalesinde tehlikeli olmaya çalıştı. Konuk takımın birinci yarıda Larsson ile bir şutu da direkten döndü.

Galatasaray tribünleri, PFDK’nın vermiş olduğu tam 40 blokluk tribün cezasına (yaklaşık 20 bin taraftarın Passolig kartı bloke edildi) karşın stat tıklım tıklım doluydu. PFDK’nın vermiş olduğu garip ve abartılı ceza bile G.Saray taraftarını durduramadı. Helal olsun G.Saray taraftarına. Hoş bir ders verdi bu akla-mantığa uymayan cezayı verenlere! Bu PFDK, tıpkı cezayı Trabzonspor’a da vermişti. Ne kolay değil mi, bir blokta 3-5 taraftar küfür etti diye o tribünde yalnızca ekibini desteklemeye gelen taraftarları da cezalandırmak!

Kurunun yanında yaş da yanıyor! Bu nasıl mantık! Meğer her tribünde blokta kameralar var. Küfür edeni tespit edersin ve onları cezalandırırsın! Bir de PFDK’nın bu cezalarda grup seçip, standardı-eşitliği olmayan cezalar vermesi de başka bir skandal! TFF’nin bu standardı olmayan cezalar konusunda ivedilikle Disiplin Konseyi ile bir toplantı yapması lazım. Bu türlü kolaycılık ve bu türlü ezbere cezalar olmaz!

Biz maça gelelim. Zira ligimizde standardı olmayan cezalar, grup kayırmalar her periyot oluyor… Galatasaray, ikinci yarıya adeta golle başladı. Icardi kusursuz bir baş vuruşu ile gecenin yıldızı Leite’yi avladı. Bu golden sonra çabuk toparlanan Antalyaspor, Luis Adriano’nun baş vuruşu ile skoru eşitledi. Galatasaray, hem disiplinli hem de o kadar süratli oynuyor ki ve önde de anında çoğalıyor. Bunun meyvelerini seri galibiyetlerle topluyor.

Dünkü maçta da Floranus’un kendi kalesine attığı golde, rakip savunmanın başını döndürdü sarı-kırmızılılar. Skor G.Saray lehine 2-1’e geldikten sonra hem G.Saray tribünleri rahatladı, hem de G.Saray’ın telaşlı futbolu, yerini seyir zevki olan akılcı bir futbola bıraktı. Bu ortada 2. yarıda Nelsson’un zıt vuruşunda Muslera, adeta kedi çevikliğinde bir refleksle golü önledi.

Antalyaspor, bu kadar eksik olmasına karşın G.Saray karşısında vakit zaman tesirli bir futbol ortaya koydu. Okan hoca, dünkü maçta makus bir futbol ortaya koyan Rashica’yı daha evvel oyundan alabilirdi. Yunus Akgün, Rashica’dan çok daha tesirli bir oyuncu. Neden üzerinde durulmuyor onu da anlamış değilim.

Oliveira’yı çok beğendim, adeta bir karınca çalışkanlığı ile kadrosu ateşledi. Mertens her maç bir atom karınca… Maçın son anlarında Mertens’e yapılan hareket, net penaltıydı. Hakem de VAR da atladı. G.Saray’ın seri galibiyetleri çoğaldıkça, -ki 9’da 9 yaptılar- gereksiz bir gerilim yaşanmaya başladı. Buruk’un kadrosunu liderlik ve galibiyet serisi geriliminden uzak tutması lazım. Galatasaray, bir pürüzü daha kayıpsız geçerken, şampiyonluk yürüyüşünü sürdürdü. Galatasaray taraftarının bu mükemmel takviyesi; topluluğun kenetlenmesi ve grup bütünlüğü, keyifli sona inanmışlığın bir göstergesi…