Radyospor’da Özgür Sancar’ın canlı yayın konuğu olan Denizli, “Liglerin durumunda birçok faktör var. Birtakım ülkeler liglerini tescil etti. Bizde maçların oynanacağını düşünüyorum. Bu işe yalnızca TFF ve kulüpler bakmıyor. Yayıncı Kuruluş değerli bir etken. Bu ortamdan dolayı kulüpler büyük eza içerisinde. Kimi haftaları 3 maçla geçebiliriz. Daraltılmış bir programla bu problemler aşılabilir. Ortak bir planlamada buluşulursa bu iş çözülür. Maçlar seyircili oynansa bile insanların başında soru işaretleri olacaktır. Burada değerli durumlardan bir tanesi seyircisiz başlayıp daha sonra seyirciliye dönmesi” dedi.
“GRUP ÇALIŞMASINA AHENK SAĞLAMAK ÇOK ZOR”
Takımların başlayan idmanlarında konsantrasyonun sağlanmasının sıkıntı olacağını belirten Mustafa Denizli, konuşmasına şu halde devam etti:
“Psikolojisi bozuk insanların grafiklerinin yüksek olması çok güç. Karantinanın birinci günlerinde her şey olağan gidiyordu lakin şu anda beşerler konsantrasyon ezaları yaşıyor. Temmuz ayı dememin sebebi insanların başındaki soru işaretlerinin azalması. Bu durumun içine yalnızca spor faaliyetlerini koymak gerçek değil. İnsanların toplu olarak bulunduğu yerlerde hayat olağana dönerse her şey düzelir. Burada kadrolar idmana başladı lakin küme çalışmasına ahenk sağlamak çok zordur. Burada konsantrasyonu korumak çok güç.”
“GÜNÜMÜZ FUTBOLU HIZLI”
“Kornerden gol atmak çok hoş bir his. Orada bir sürü şeyin bir ortaya gelmesi lazım. Vuruş tekniği, hava durumu, rüzgarın şiddeti, ceza alanındaki oyuncu sayısı ve tekrar çok kıymetli. Ben özel olarak korner çalışıyordum. O vakitler rüzgar maçlara daha fazla etki ediyordu lakin bu durum vuruş kalitesini çok fazla etkilemez. 80’li yılların futboluna nazaran günümüz futbolu daha süratli. Burada en fazla sürat kazanan öge top. Burada bir farklılık var. Koşu araları daha üst düzeye çıktı.”
“3 BÜYÜK GRUBU BEN ŞAMPİYON YAPMADIM”
“O yıllarda ferdi kaliteler daha ön plana çıkıyordu. Benim dönemimde de çok yetenekli oyuncular vardı. Kalite ve oyun zekası olarak geçmişteki oyuncular bugün çok rahat oynardı. 3 büyük grubu ben şampiyon yapmadım. Benim misyon yaptığım periyotta şampiyon olduk. Bu kolektif bir çalışmadır. Bu durum bana nasip oldu. Benim için gurur verici bir durum. Benim neredeyse bütün sporculuk hayatım Altay’da geçti. Teknik adamlığa Galatasaray ‘da başladım. Her toplulukta ilgi gördüm. Çocukluğumda Beşiktaşlıydım. Futbolculuk dönemimde 3 büyüklerden daima teklifler alıyordum lakin Beşiktaş nasip olmadı. O günün kurallarında Galatasaray’a gittim.”
“G.SARAY’DAKİ SON DÖNEMİMDE KENDİMİ ÇOK YALNIZ HİSSETTİM”
“Galatasaray’daki son dönemimde yalnız hissettim. O devir ileriye yönelik planlar yapmıştık lakin transfer yasağı bizim elimizi kolumuzu bağladı. O sene Galatasaray kupayı aldı. Ön görülerde bulunmak için konuşacağın vakte ve amaca inanarak söylemen lazım. Burada alınan yenilgiler ve galibiyetler sizin amaçlarınızı değiştirmez.”
“ÇEBİ İLE BİR GÖRÜŞMEMİZ OLMADI”
“Ahmet Parıltı Çebi’yle tesadüfen bir restoranda karşılaştım lakin bir görüşmemiz olmadı. Altay’ı ayrıldığım günden beri takip ediyorum. Onlarla ilgili üzüldüğüm günler de oldu. Altaylı arkadaşlarımla daima olarak görüşüyorum lakin somut bir projemiz yok. Oranın başındaki beşerler bizden takviye isterlerse biz memnuniyet duyarız. Çalıştığım bütün futbolcular bedelli beşerler. Burada bir ayrım yapmakta çok zorlanırım. Moshe ile Kocaeli’nde ve Fenerbahçe’de çalıştım. Rapaic, Delgado, Ernst unutamadığım birçok oyuncu var. Bunlar çok kaliteli beşerler.”
